Güven sırlı boyuttur, ışınlanan geçer!
İçinde beden olmaz, arşınlanan uçar…
Süleyman’dan Belkıs’a kurşunlanan göçer,
Keşfi beklemektedir, bulunması zor nimet!
Kim kendini tanır ki, alışkanlık baki!
Yaşadığı tecrübe, evi gibidir mazi…
Kanmaya her an hazır kim verirse gazı!
Anlaması zor, nedir güvene acziyet?
Doruklar hâkim hedef, çıkan olur halef!
Aşka benzer sevgisiz, başağında yulaf…
Sağanak yağmur sel olur, görülse de saf!
Yıkar ne varsa azgın, iz kalır ve zahmet…
Ayna herkese yansır, gölgeler yanıltır!
Bakanda göz kamaşır, görgüler karartır!
Ben neymişim dedirtir, yargılar daraltır!
Güven çomağa bağlı, ödetir hep diyet…